18 Ekim 2012 Perşembe
Tuvalet ile Lavabo Arasındaki Fark
Konuştuğumuz dildeki değişimleri gözlemleyecek kadar yaşamış olduğuma seviniyorum. Örneğin, "tuvalet" kelimesinin "lavaboya" dönüşmesi gibi. Çocukluğumda, tuvalete "tuvalet", "100 numara", "abdeshane", "ayak yolu", "kenef" dendiğini hatırlıyorum. Dedemin bu konuda bana anlattığını hiç unutamam: Kendisi küçükken bu yerin ismi "hela" imiş. Bu isim herkes tarafından gayet kibarca kullanılırken, durup dururken "tuvalet" kelimesi çıkmış. Daha sonra "hela" kelimesi kaba olarak görülüp, yerine kibar olarak kabul edilen "tuvalet kelimesi iyice oturmuş. Şimdi olana bakın! Günümüzde "tuvalet" kelimesi kaba olarak görülüp, yerine "lavabo" kelimesi sokulmaya çalışılıyor. Lavabo kelimesini ilk duyduğumda insanlara soruyordum "neden lavabo diyorsunuz?" Yanıt genellikle şu oluyordu: "Kaba olmasın." Lavabo, aslında evlerimizde çeşme altında duran ve üstünde ellerimizi yıkadığımız yere denilirken, şimdi nasıl oldu da aynı zamanda ihtiyaç giderdiğimiz yerin adı oldu? Bunun şöyle bir açıklaması olabilir: Şu anda evlerimizde lavabo ve tuvalet aynı yerde. Hatta çoğu evde banyo, tuvalet, lavabo, hepsi birden aynı odacıkta bulunuyor. Dolayısıyla, gerçekte tuvalet ihtiyacı için oraya giden bir kimse, diğerlerinin miydesi bulanmasın diye "yok ben sadece ellerimi yıkayacak bir yer arıyorum" şeklinde kibarlığını göstererek, herkesin aslında yaptığı şeyi üstü kapalı yapacağını söylemiş oluyor. Oysa, Anadolu'da öyle evler vardır ki, girişte, merdiven altında, bahçe yolunda, herhangi bir yerde, durup dururken bir lavabo ile karşılaşabilirsiniz. Eğer şehir kibarları buralarda "lavaboya gidebilir miyim?" gibi bir soru sorarlarsa, memleketimin insanı onları alıp lavaboya götürür, ama orada ihtiyaç gidermek mümkün olmayabilir. Peki bu durumda ne denecek?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder